Sargasso Denizi Nerede? Özellikleri Nelerdir?
Sargassum ismi verilen yosun türünün oluşturduğu Sargasso Denizi nerede ve ne kadar büyüklüktedir?
Sargasso Denizi, Atlantik Okyanusu’nun kuzey bölümünde her tarafı sularla çevrili bir bölgedir. Bu bölgenin önemi, dünya üzerinde bir kara parçasına kıyısı olmayan tek deniz olmasıdır.
Dünya üzerinde diğer bütün denizler en azından kısmen kara sınırlarıyla tanımlanırken, Sargasso Denizi sadece okyanus akıntıları ile tanımlanmaktadır. Yaklaşık 1100 kilometre genişliğinde ve 3300 kilometre uzunluğundaki deniz, batısında Körfez Akıntısı, doğuda Kanarya Akıntısı, kuzeyi Kuzey Atlantik Akıntısı ve güneyi ise Kuzey Atlantik Ekvator Akıntısı ile sınırlandırılmıştır.
Sargasso, istikrarlı hava koşulları ve zayıf rüzgarlar ile sıcak bir iklime sahiptir. Ve dünyada hiçbir yerde görülmeyen bir şekilde, bu geniş su alanının yüzeyi yoğun deniz yosunu kaplıdır.
Sargasso Denizi ismini, yüzeyini kaplayan ve serbest yüzen Sargassum denilen deniz yosunu türünden alıyor. Sargassum, birçok türü tropik ve ılıman okyanuslarki mercan resifleri ile sığ sularda yaşadığı bilinen kahverengi veya koyu yeşil renkli bir makro alg türüdür.
Tüm dünya okyanuslarında yüzen Sargassum türü algler bulunurken, Sargasso Denizi, ‘holopelagi‘ olarak bilinen sargassum türlerini barındırması bakımından benzersizdir. Bu tür algler, okyanusun etrafında serbestçe yüzer ve aynı zamanda vejetatif olarak ürerler. Diğer tür yosunlar, sadece okyanus tabanında üreyebilirler.
Sargassum, inanılmaz çeşitli deniz türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Sargassum kaplı deniz, kaplumbağa, karides, yengeç, balık ve özellikle yüzen alglere adapte olmuş diğer deniz canlıları için yaşam alanı sağlar. Yiyecek bolluğu sebebiyle kambur balinaların ve ton balığı gibi ticari balıkların da yıllık göç güzergahları Sargasso Denizi’nden geçer. Ayrıca Sargasso Denizi, tehlike altındaki yılan balıkları ile birlikte köpek ve yunus balıkları için de bir üreme bölgesidir.
Sargasso Denizi Hakkında İlginç Bilgi: Yosunlarla kaplı Sargasso Denizi ilk olarak, Portekizli denizciler 15. yüzyılın başlarında keşfedildi. En önemli karşılaşmalardan birini ise, 1492 yılında Orta ve Güney Amerika keşifleri için gemiyle seyahat halinde olan Christopher Columbus yaşamıştır.
Christopher Colombus, bu bölgeyi ilk gördüğü sırada bir kara parçasının yakın olduğunu düşünmüştür. Fakat, uzun süren seyahatinde bir kara parçası bulamamış, aksine uçsuz bucaksız bu yosun tabakası içerisindeki seyahati boyunca gemi mürettabatının bu bölgeden çıkılamayacağını düşündüğünü yazmıştır. Bu seferi sırasında, rüzgarın az olması ve yoğun yosun tabakasının hareket etmeyi zorlaştırması sebebiyle, bu bölgede günler boyunca mahsur kalmıştır.
