Okyanuslar Ne Kadar Derin

0

Günümüzden yaklaşık 500 yıl önce başlayan keşif çağı ile gezegenimizin bilinmeyen bölgeleri keşfedilmeye ve haritaları oluşturulmaya başlandı. Ve bu keşiflerdeki en büyük problemlerden biri olan okyanusların ne kadar büyük oldukları artık ölçülebiliyordu. Dünyanın kuzey-güney ve doğu-batı düzlemlerindeki keşifleri tamamlandığında ise, insanoğlunun içindeki keşfetme isteği yüzünden ilk sorulan “Okyanuslar ne kadar derin” sorusu oldu.

Dünya üzerindeki okyanusların ortalama derinliği 3,7 kilometredir. Bu ortalama derinliktir ve okyanusun her yerinde aynı derinlik söz konusu değildir.  Bazı bölgeler 10 kilometrenin üzerinde derinliğe sahipken, bazı bölgeler ise kısmen sığdır.

Günümüzde su altı derinlik hesaplamaları, ses dalgaları gönderen sonar adı verilen cihazlar yoluyla yapılıyor. Fakat, her zaman bu kadar kolay hesaplamalar yapılamıyordu. Eski yöntemler küçük çaplı hala kullanılsa da, kesinlikle kullanışlı değildir.

Gölet veya herhangi bir su birikintisinin derinliğini ölçmek için, yeterince uzun bir ipe suyun kaldırma kuvvetini yenebilmek amacıyla ağırlık bağlayıp suya bırakabilirsiniz. Böylece ağırlık zemine çarptığında, ipi yukarı çekerek ıslak kısmını ölçüp, derinliği hesaplayabilirsiniz. Fakat, daha büyük ölçekte bunu yapabilmek için çok uzun bir ipe ihtiyacınız vardır.

İlk okyanusların derinlik ölçümleri de böyle yapılmaya çalışıldı. 1872 yılında İngiliz Donanmasının bir gemisi olan HMS Challenger, okyanusun derinliği de dahil olmak üzere bazı ölçümler için 291 kilometre uzunluğundaki bir halat ile yola çıktı.

Challenger mürettebatı, dört yıllık yolculukları boyunca okyanusun birçok farklı bölgesinden kaya, çamur ve canlı örnekleri topladılar. Ve bu araştırmaları sırasında, Pasifik Okyanusu içerisinde bulunan yaklaşık 69 kilometre genişliğindeki ve 2542 kilometre boyunca uzanan Mariana Çukuru bölgesini keşfettiler.

Okyanus Siperleri

Marina Çukuru, günümüzde bilinen dünyanın en derin bölgesidir. Aslına bakılırsa, okyanusun en derin yeri ve çukur olarak adlandırılan bölge, kuyu gibi küçük bir alanda değil, daha çok hendek gibi büyük bir alana uzanmaktadır. Ve asıl bu bölgeye verilen isim Mariana Hendeği veya Mariana Siperi ‘dir.  Buradaki en derin yer ise, HMS Challenger gemisi tarafından keşfedilen ve bu hendeğin güney ucunda bulunan Challanger Çukuru ‘dur. Challenger Çukuru, 10.902 metre ile 10.984 metre arasında değişen derinliği ile dünyanın en derin yeridir.

Gezegenimizin dış yüzeyi, tektonik plakalar ismi verilen magma üzerinde yüzen parçalardan oluşmaktadır. Ve Mariana Hendeği gibi yapılar, tektonik plakaların birbiriyle çarpışmaları sonucu oluşurlar. Tektonik plakalar birbirlerini zorlamaya başladıklarında, bir plaka diğerini altına alabilir. Böylece, o plaka boyunca okyanus yüzeyinde hendek benzeri derin bölgeler oluşabilir.

Dünyanın bu son derece derin bölgelerinde zannedilenin aksine şaşırtıcı balıklar, kabuklu deniz hayvanları ve diğer birçok canlı türü yaşamaktadır.

Yazı Hakkında Sorularınızı Bize Yazın

E-posta hesabınız başka kullanıcılar tarafından görülmeyecektir.